Biz sizi biraz korku, biraz açlık ve biraz mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmeyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (Bakara 155)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam Ülkeleri Parlamento Konferansı'nda okudu bu ayeti. (Haber bu)
Allah'ın emri gereği kelamı okunduğunda müslümanlar dikkat kesilip dinlerler. (Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz durun ki rahmete nâil olasınız.(A'râf 204))
Dinledikten sonra bir kaç gün ara ara önce ayeti sonra da sayın Cumhurbaşkanın neden bu ayeti okuduğunu düşündüm. Ayette Rabbimiz dünya hayatında olabilecek ihtimaller karşısında Müslümanların nasıl tavır alması gerektiğini ortaya koyuyor ve sonunu bir müjdeyle bitiriyor. Korku, açlık; mal, can ve üründen eksiltme şeklinde imtihanlarımızın olacağını açıkça görüyoruz ayette. Ama Rabbimizin biraz demesi beni fazlasıyla ferahlatıyor. Hele sonuna müjde koyması mutluluk umudu. ELHAMDÜLİLLAH.
Evet şu an ülkemizde endişe boyutunda “biraz” korkuya zemin hazırlayan bir durum yaşıyoruz. Bunun esas sebebi yarının belirsizliği! Sıkıntının nereye kadar gidebileceği, değer kayıplarının nerede duracağı, piyasanın ne zaman normal seyrine döneceği gibi soruların merak edilmesi ama esas endişe/korku temel ihtiyaçların temininde bir sorun yaşanacak mı? Gıdaya erişim zorlaşırsa ne yapabiliriz gibi insani kaygılar.
Okunanın ayet olması beni politik ya da başka türlü bir refleksten alıkoydu. Yani ben okunanın Allah'ın kelamı olmasına dikkat kesildim. Durumu daha da detaylandırabiliriz ama benim esas meselem Yusuf Suresi! Ne alaka demeyin ben bana okunan (Bakara 155) üzerinde uzun uzun düşündüm. Kendi kendime bu işte bir terslik var dedim durdum. Başka bir izahı olmalı arayışına girdim ve bu sabah, sabah namazının farzında aniden Yusuf Suresi geldi aklıma . Hani beyin, üzerinde fazla düşündüğünüz bir konuda siz vazgeçseniz de vazgeçmeyip düşünmeye devam edermiş ve sonuca ulaşınca siz aniden bulmuş gibi olurmuşsunuz ya işte bende de tam öyle oldu.
Yusuf (a.s) kıssası için Rabbimiz Kuranın en güzel kıssası der.(Yusuf 3) Yazdıklarımın daha iyi anlaşılması için sureyi mealinden okumanızı tavsiye ederim. (Bu tavsiyem özellikle sayın Cumhurbaşkanımız için) Kıssada özellikle kralın rüyasından sonrası konumuz için çok önemli. Kısaca kralın rüyasını zindanda bulunan Yusuf a.s yorumlar ve 7 yıl bolluk, ardından da 7 yıl kıtlık olacağını söyler. Kral önce Yusuf (a.s)’a atılan iftirayı temizler ve onu tam yetkilendirmeyle bu sürecin yönetimine getirir. İçinde bulunduğumuz süreçte bize Bakara 155’i okuyan Cumhurbaşkanımıza ben de Yusuf suresini okumasını tavsiye ediyorum. Zira önce Yusuf (a.s) rüyayı yorumlar ve durumu tespit eder. Sonra bütün hesaplamaları yapar bolluk yıllarındaki tüketimden kıtlık yılları için bekletilecek mahsulün nasıl muhafaza edileceğine kadar her şeyi ince ince hesaplar. Bu işler için gerekli istihdamdan kıtlık döneminde dağıtımın nasıl yapılacağına kadar her şeyi programlar. Hiç bir erişim sorunu ya da kaos oluşmadan süreci mükemmel bir şekilde yönetir. İşte sayın Cumhurbaşkanımızın yapması gereken de bu: Süreci doğru okuyup doğru yönetecek, halka ve piyasalara güven verecek birini/birilerini bu süreci yönetip ülkeyi selamete çıkarması için yetkilendirmek hatta bu biri/birileri önceden bir sebeple uzaklaşmış/uzaklaştırılmış olsa bile. Zira Yusuf (a.s) zindandan alınıp aklanıp bu göreve getirilmiştir.
Sonuç olarak elbette Yusuf (a.s) da bu yaşananları İlahi bir imtihan olarak görmüştür, ama O kendisine verilen akıl ile insanlığın ortak mirası olan bilgi ve tecrübeden faydalanarak önce süreci doğru okumuş sonra da sürecin doğru yönetilebilmesi için gerekli olan her şeyi kullanarak zor dönemleri halkıyla birlikte sağlıklı bir şekilde atlatabilmiştir vesselam.