Akledebilme yetisi faal olan her insan için kısır bir çekişmedir başlamak. Bu çekişme en çok her adımda başlangıca sadık kalma çabasında kendini gösterir. Nereye varacağı belli olmayan, yarım bırakılmış, sonuna gelindiğinde hiçte beklenen gibi olmayan nice başlangıçlar vardır. Planlı programlı ve sonlandırılmış başlangıçlara sonuç üzerinden bakıldığında bile aslında sonuç başlangıçla çok da tutarlı görünmez. Eğer başlarken baştan sona bütüncül bir bilgiyle yola koyulmuşsak sadece baştan ikna edildiğimiz için bir tutarlılık gözlemlenir. Ama öyle ya da böyle başlamak bir zarurettir ve içinde kolay ya da zor olası birçok ihtimal ve çelişki barındırır.
Besmele arınmaya çok yakın bir yerde durur. Allahın adını anarken sadece anan olarak faal durumda olunur. O’nun adıyla başlarken aynı zamanda O’na sığınıp O’na teslim olup Ondan umarak başlanmış olunur. Başlangıçla ilgili bütün ihtimalleri hesapsızca O’nun kudretine teslim edip hayırlar umulur. Besmeledeki umma bir iman ve teslimiyet meselesidir, dolayısıyla Besmele aynı zamanda bir duadır. Duadır, çünkü Rahman ve Rahim olanın adıyla demek Rahmet umarak başlamaktır.
Bende yazma fiiline Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum ve hem sığınıyor hem de kendimden arınıyorum. Düşündüklerimi akledebilme yetisi faal olan herkesle birlikte tartmaya koyuluyorum. Aynı zamanda okuyanlarla birlikte düşünüp, ayrı ayrı çelişip, birlikte toparlanmak ve birlikte üretip, birlikte gelişmek için fırsat buluyorum.
Göze aldığım bu ifşa bir bakıma bir tartma hali. İçimde kopan fırtınaların bütün dünyaya ulaşmak isteyen uzantılarını dindiren sukutlarımı belki korkusuzca ele veremem ama ifşadan korkmayacak kadar üryanlıktan yanayım. İnsanların özgürlük dediği çoğu zaman dilediği ve becerebildiği kadar gizlenmek olarak ortaya çıkar. Susmaların çoğunda bir kaçış vardır. Tamda bu yüzden yazmak noktasına, virgülüne varıncaya kadar kendini ele vermektir ve yazmak özgürlüğü göze almaktır. Umudumsa göze aldığım bu başlangıcın hepimizin özgürlüğüne bir katkı sağlamasıdır.
Bismillah.