Geçtiğimiz hafta Kırıkkale Valiliği himayelerinde muhteşem bir organizasyon gerçekleşti. Bisiklet Federasyonu ile ortaklaşa planlanan Türkiye Şampiyonası 7. Etap Yol Yarışları gelecek yıllarda Kırıkkale’de daha büyük organizasyonlara alt yapı oluşturması sebebiyle önemli bir adımdı.
Vali Bülent Tekbıyıkoğlu'nun daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, hem bu coğrafyanın evladı olması, hem de Vali olarak ilk görev yeri olan Kırıkkale’de kalıcı izler bırakma gayretine zaten şahidiz. En azından ben kendi adıma, yüzlerce bürokrat tanımış, binlerce siyasetçi ile hemhal olmuş biri olarak; bu samimiyete hem bu dünyada, hem ahirette şehadet ederim. Organizasyonu pek çok Kırıkkaleliden daha fazla sahiplendi ve muhteşem bir ev sahipliği sergiledi. Bu yüzden bu şehrin evladı olarak kendisine bir kez daha teşekkür ederim.
Gelelim yarışlar öncesi ve esnasında yaşananlara. Yine tam bizlikti, beklenendi ve şaşırtmadı. Bir türlü vizyoner bir bakış açısı yakalayamıyor, küçük hesapların, mini minnacık kişisel çıkarların peşinde boğuluyor ve boğuyoruz. Kazanacağımız üş beş kuruşa tamah ediyor, gönüller yıkıyor bir türlü bu kısır döngüden çıkamıyoruz.
Bahattin Akyön siyaset ve medya ile ilgilenenlerin bildiği tanıdığı hepimizin kendisiyle ilgili olumlu ya da olumsuz kanaatinin olduğu bir isim. İster kendi siyasi ikbali adına bir yatırım, ister tamamen Kırıkkale’nin geleceği için olsun bir girişimde bulundu bu yol yarışlarının 7. Etap ayağını şehrimize kazandırmayı başardı. Organizasyonu ve Karacalı sınırlarında şehre kazandırdığı İslami Değerler Külliyesi’ni duyup gördüğüm an çok heyecanlandım. Çünkü bu tarz organizasyonlara ev sahibi şehirleri gördüğüm zaman iç geçirmişliğim çoktur. Böylesi işlerin şehirlerin markalaşması açısından önemini de iyi bilirim. Bu tür organizasyonlarda nelerin yapılması gerektiğini tecrübelerime dayanarak iyi bildiğim gibi.
Hep birlikte bu organizasyonun ucundan tutalım mantığı ile hiçbir ticari çıkar gözetmeksizin olayın içine atladım. Sosyal medyadan takip edenler bile şahittir 5 gün gece gündüz azıcık zaman kalmış lansmana elzem olan işler yetişsin elimden geleni yaptım. Bahattin Bey ve ekibin heyecanına, yaşadığı strese de şahidim. Gelgelelim süreç muhteşem başlasa da, arka planda olması gerektiği gibi devam etmedi. Herkes bütün egosunu ve hesaplarını bir tarafa koyarak şehre hizmet etsin diye günlerce safiyane çalışan bana, ilk dirsek kendi meslektaşım bildiklerimden geldi. Ve ben emeğim olan organizasyona, sırf tat kaçmasın, zaten sağlık sorunlarım var iyice bozulmasın diye gitmedim bile!
Bizim köyün keneleri, her şey benim olsuncuları yüzünden sessiz kalmayı ve takip bile etmemeyi yeğledim. Bahattin Bey de belki bile isteye, belki farklı dengeler sebebiyle düştü bizin köyün kenelerinin peşine. Siyasal İslamcılar olarak anılan iktidar partisi mensuplarının en belirgin özelliğidir, sözüm ona İslam bekçiliği, havariliği yapayım derken Müslümanca davranmayı unutmak! Bu yüzden bana yaşatılana çok takılmadım, şaşırmadım. Dediğim gibi ben kendisi ile olan münasebetimi ahirete bıraktım. Yokluğum çok şey midir tartışılır. Bir tanıtım ve organizasyon lansmanını iki grafik tasarım sananlar için çok büyük bir kayıp sayılmamıştır sanırım.
Hadi ben sadece emekçiydim, bu şehrin sıradan bir bebesiydim; bizimkilere, tamamen kendi meslektaşlarıma kızdım organizasyona gitmedim. Belediye Başkanımız, sözüm ona şehrin temsil makamı neden yoktu? Şehrin her karesi ışıl ışıl olurken, sokaklar kısa trafik şaşkınlığı ve sitemlerin arasında hareketlenirken, o kime sitem etmişti de gelmemişti acaba? Sakın bana Bahattin Akyön’ün aday adayı olarak rakibi olmasından kaynaklı demesin, öfkem daha da artar zira! Kimse kişisel sorunlarına bu şehri alet edemez, etmemeli !
Ah Mehmet Abi yine nefsine, dindarda olmaması gereken kinine mi yenildin? Yine mi kibrine Kırıkkale’yi kurban ettin?
Sonuç olarak proje harika, organizasyon bu kadar nefis savaşında muhteşemdi. İnşaallah seneye daha iyisi kibirden, egodan ve çıkardan uzak olarak gelir...