Hacılar Beldesi bulunduğu coğrafik konum sebebiyle Rafineri kaynaklı Belediye bazlı gelirin en çok temin edilebileceği bir belde. Fakat bu olası gelirin halka yansımasından ziyade, geçmişten günümüze rant hikayelerine, farklı çıkar ilişkilerine konu olmuş da bir belde de aynı zamanda.
Hepimizin bildiği üzere Hacılar'da demografik yapı olarak ülkücü ve muhafazakar seçmen üstünlüğü vardır. Bugün ise MHP’li bir Belediye Başkanı tarafından idare ediliyor. Yönetiliyor diyemiyorum, duyduklarımız ve şahit olduklarımız sadece idare edildiği izlenimi veriyor çünkü. Elbette geçmişte yaşanan hikayelere girmeyeceğim, girersek köşe yazısı değil Roman olabilecek türden bir siyasi tarihi var.
Aslında köşe yazmak gibi bir hedefimde yoktu, fakat sosyal medya hesabıma gelen “alınamayan maaş” merkezli mesajların beni üzmesi sebebiyle oldukça insani mesleğimle çokta ilintili olmayan, konunun asli muhatabını da etiketlemek suretiyle bir paylaşımda bulundum. İyi ki de bulunmuşum.
Sebebine gelince paylaşımın altına yorum yapanlar ve yorumların içerikleri Hacılar’ın nasıl bir imtihanın içinde olduğunun delili niteliğinde. Bir Belediye Başkanının öncelikli sorumluluğu mahiyetinde çalışan personelin hakkını, yani maaşını gününde vermektir. Buna siyaset ile ilgilenen kimsenin itiraz edeceğini düşünmüyorum.
Üç yıldır görevde olan bir Belediye Başkanı hala geçmişten gelen borç diyor ve savunmasını iktidar partisini suçlamak üzerine kuruyorsa siyaset namına çok eksik demektir. Zira kendisi atanmış, yani zaruri bir şekilde elindekileri yönetmek üzere görevlendirilmiş birisi değil. Aksine seçilmeye talip olmuş, seçilmek için elinden geleni yapmış ve seçilmiş Belediye Başkanı. Göreve talip olurken Belediyenin borçlarından habersiz mi talip olmuş? Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı da göreve geldiğinde 7 ay maaş borcuyla devralmıştı. Ama bugün personel maaş borcu yok.
Ezcümle Mehmet Koyuncu ve sülalesinin Memduh Bağrıaçık’ı hala suçlaması anlamsız. Personelin içerde 3 maaş, 1 ikramiye alacağı var. En son maaş ödemesi 17 Mayıs’ta “MART MAAŞ ÖDEMESİ” olarak yapıldı. Üstelik şu an içinde bulunduğumuz ekonomik koşulları göz önüne alırsak personelin ciddi zorluk çektiği aşikar. Ve bunu kamuoyuna arz eden bir gazeteciye çemkirmek suretiyle Koyuncu soyisimli arkadaşların ki, yazan Koyuncu’ların büyük kısmı farklı şehirlerde yaşıyor, doğru bir usul ve yaklaşım değil.
Bir önceki Belediye Başkanı TÜPRAŞ’tan vergi avansı kullanmış, gelen paraları yanlış kanalize etmiş ki insanlar o ismi değil sizi seçti. Siz 3 yılın sonunda hala buna sığınamazsınız zira kimse sizi samimi bulmaz.
Yaklaşık 2000 seçmeni bulunan bir beldenin belediyesinde 150 işçi, 30 memur istihdam edilmesi de siyaseten ayrı bir imtihan. Ve bu imtihan mutlak suretle geçmişten günümüze gelen toplum olarak siyasi ahlak yapımızı da ortaya koyuyor açıkçası.
Mehmet Koyuncu’ya naçizane son bir tavsiyem de kendi siyaseti ve idare biçimiyle ilgili gelen eleştirilere kendisi cevap versin. Cevap vermemek de bir tercih elbette ama maaile sülalesi gelen eleştirilere cevap verirse bunun en büyük zararını kendisini bir sonraki seçimde yaşayarak öğrenir. Zira orası milletin makamı aile şirketi değil hatırlatayım.