Memleket her anlamda sırattan geçerken, vatandaş ekonomik anlamda enflasyon altında ezilirken; siyaseten yaşanan gelişmeler hala sizi şaşırtabiliyorsa, yaşadığınız ülkenin adı Türkiye’dir. Velisinin de, delisinin de sayısı oldukça fazla olan kadim toprakların ve köklü bir tarihin mensuplarıyız ne de olsa.
Bunca yıllık siyasi tecrübeme, tamahkar olmayan fıtratıma, çalışmaktan asla gocunmayan yapıma, annelik direncime rağmen; dış ve iç politikada cereyan eden bir takım gelişmeler beni bile endişelendirip, yarınlar için kaygı duymama sebep oluyorken, muhalefet partilerinin çapsızlığı ve kısır propagandaları kabak tadı veriyor artık. Balık baştan kokar misali, Ankara’da yaşananlar yerele de o ölçüde yansıyor maalesef.
Yıpranmış bir iktidar, çökmesine ramak kalmış bir ekonomi, mide bulandıran yolsuzluk iddiaları ve yozlaşmış siyasetin karşısında, çözüm odaklı güçlü bir muhalefet görmüyoruz sahada. Varsa yoksa ceylan derisi kırmızı koltuk, akıllarında ve ağızlarında.
Bana inanmayan ve bu yazdıklarımı gerçekçi bulmayanlar İYİ Parti Kırıkkale İl Başkanlığında gerçekleşen, Adnan Duman’ın partiye katılımını içeren basın toplantısının videosunu izleyebilir. İzlerken beni hem düşündüren, hem güldüren bir tablo ve söylemler vardı gerçekleşen basın toplantısında. Rahatsızlığım nedeniyle katılamayacağım düşünülmüş olsa gerek, davetli değildim. Ama izledim. Hem de birkaç kez. Adnan Duman ile ilgili görüş ve öngörülerimi zamanı geldiğinde kamuoyu ile paylaşacağım. Toplantıda beni şaşırtan ve bu köşe yazısını yazmama sebep olan şey katılım değil bizzat İl Başkanının söylemleri ve hal dili oldu.
Bülent Şükrü Altınışık…
Eskilerin deyimiyle kafa kağıdına göre 1959, kendi ifadesiyle 1961 doğumlu, geçmişte Belediye Başkanlığı yapmış atadan siyasetçi bir isim. Ülkücü camia içerisinde kritik anlarda Koray Aydın yanında saf tutmuş, bu yol arkadaşlığını İYİ Parti’de devam ettirmiş, yaklaşık 5 yıldır İYİ Parti Kırıkkale İl Başkanı. Bizim gördüğümüz ve medya olarak görmek zorunda olduğumuz kurumsal kimliği bu şekilde.
Ama kendisine göre medya ve basın mensupları kendisine İYİ Parti Kırıkkale Milletvekili Aday Adayı olarak muamele etmek ve bu minvalde sorular sormak, kendi partisi ile ilgili gelen haberleri de bu sıfat üzere kaleme almak, dile getirmek zorunda.
Sadece o kadar mı?
Değil efendim! Partiye yeni katılan isimler de; siyasi tecrübesi, hitap ettiği kitlenin potansiyeli ya da ekonomik gücü ne olursa olsun, Saygıdeğer İl Başkanının 1. Sıra Milletvekilliği adaylığını kabul etmek koşuluyla iştirak etmeliler/miş. Ellerinde bir çanta ile gelmeleri, verilen emeğin çiğnenebileceği anlamına gelmezmiş. Basın toplantısında Adnan Duman’ın ve teşkilatın yüzüne yüzüne kurulan bu cümleler elbette bana değil. Sözlerin muhatapları belli olmaya belli de, o basın toplantısı bu cümlelerin kurulacağı yer mi?
Tabi ki yeri, 61 yaşındaki siyasetçiden iyi bilecek değiliz ya? Zaten biz gazeteci falan da değiliz kendisine göre. Ne var yani Duman da, Kılıç da daha genç, Bülent Bey bu sefer aday olsa kendileri de bir daha ki seçim ilk sıra için yarışsa? Hatta çok çalışıp sadece Bülent Bey’i değil, iki milletvekili çıksa! Kendisi bizzat söylediği için niyet okuması değildir bu cümle.
Sırası gelmişken sorayım, kendisi kaç yaşında Belediye Başkanı olmuştu? MHP ya da Ülkü Ocaklarının hangi kademelerinde görev almış, ne emek vermişti acaba?
Emeğini, gayretini kimse inkar etmez, edemez. Lakin emek verdi diye Milletvekili yapılma kuralı mı var İYİ Partide? Üstelik siyaset vefanın bekleneceği son mecradır bu ülkede. Tam koskoca kurt siyasetçi bunu da bilmiyor olamaz değil mi diyecektim ki, Milletvekilinin görev ve sorumluluklarını bilmediğini fark edince, demekten vazgeçtim.
Zira 2015 yılının Haziran ayında Genel Merkez görevi nedeniyle, zoraki aday adayı olmuş bana bir meslektaşımın “ aday olursanız projeleriniz nedir” sorusuna, o tarihte henüz 35 yaşındayken;
“Milletvekilliği icra makamı değildir ki projesi olsun, rica makamıdır. Şehrin ilgili kamu kurumlarıyla olan ilişkisini, şehrin taleplerini takip eden, partisinin politikalarını hemşerilerine aktaran sekreteryadır” demişliği olan biri olarak, birkaç gün önce ortada bir seçim bile yokken “projeleri nedir” diye sormadığım için, beyefendi tarafından gazeteci olmamakla itham edildim. Mesleğimi icra edip etmediğimin takdiri ve tenkiti bir siyasetçinin keyfinin değil, bizzat Kırıkkalelilerin karar vereceği bir meseledir.
Sizin hayali ve tarih kadar eski projeleriniz ne beni ne de kamuoyunu ilgilendirmiyor. Çünkü talip olmayı planladığınız makam proje üretilecek bir makam değildir.
Ben yapmam gerekeni yapıyor, İYİ Parti Kırıkkale İl Başkanı olarak size kamuoyu adına soruyorum;
Velhasıl-ı kelam Koca Mehmet Ragıp Paşa bu mısra-i bercesteyi Bülent Şükrü Altınışık’ın son günlerdeki söylemleri için yazmış gibi.
“Şecaat arz ederken Merd-i Kıpti, sirkatin söyler” Mealen “çingenenin merdi, yiğitliğini anlatırken, hırsızlığını anlatır” anlamına gelir. Genel Başkanının sistem değişikliği ortada yokken ve milletin önceliği değilken “Ben Başbakan olacağım” diye dolaştığı siyasi bir partide, il temsil makamının Milletvekili Adayı muamelesi görmek istemesi bence çok normal!
Bir de Yahşihan İlçe Başkanları var ki, evlere şenlik! İl Başkan Yardımcısı koskoca adamların sosyal medya üzerinden “birbirlerine verdikleri ayar” konusuna girmiyorum bile …
Sahi siz gerçekten İYİ misiniz Sayın Altınışık?