Geçmişten günümüze Hilal ya da Üç Hilal kullanıldığı yer, durum ve zaman bakımından farklılıklar göstermiş olsa da her halükarda taşıdığı anlam bakımdan her zaman “en değerli olanı” temsil etmiştir.
İslam inancına göre “İman, Ahlak ve Adalet” gibi temel değerleri ifade eden Üç Hilal, Osmanlı’da kullanıldığı sancak rengine göre değişiklik gösterse de her bir Hilal bir kıtayı olmak suretiyle Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarını simgelemektedir.
Yeşil Sancak İslam’ın üç kıtaya yayılmasını temsil ederken, Kırmızı Sancak Türk’ün üç kıtada varlığını anlatır. Ak Sancak ve üzerindeki Üç Hilal ise İstiklal alameti olarak ilk 1284 yılında kullanılmıştır. Kimi rivayetlere göre Adaleti de temsil ettiği dile getirilir. Bugün hala Mehter takımlarında bu sancaklar kullanılmaktadır.
Günümüzde ise Üç Hilal bir siyasi hareketin amblemi, simgesi halindedir malumunuz üzere. Her ne kadar rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş 8-9 Şubat 1969 tarihleri arasında toplanan CKMP Kongresi’nde parti adını MHP’ye, partinin amblemini ise Üç Hilâl’e çevirmiş olsa da Üç Hilal temsil ettiği değerler açısından çok daha köklü bir tarihe işaret eder. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi de bu köklü tarihi yeniden temsil, inşa ve muhafaza iddiasında bir siyasi harekettir. Bu bilgilerin ardından gelelim neden böyle bir yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettiğime.
Bundan birkaç gün evvel MHP Kırıkkale İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan bir arkadaşımla bir ortamda karşılaştım ve aramızda inanılması güç bir diyalog cereyan etti. Bu diyaloğu ilginç yapan şey ise bizim aylardır anlatmaya çalıştığımız, çoğu zaman yanlış anlaşıldığımız mevzuyu, temelden kısa ve net olarak özetlemesidir.
Belki bir kısmınızın gerçekleştirdiğim yayınlarda da fark ettiği üzere pek çok kadından farklı olarak öyle incik boncuk takmayı sevmem. Üstelik sadeliğin asaleti temsil ettiğine inanır, elimden geldiği kadar sade ve gösterişten uzak giyinmeye, yaşamaya ve davranmaya gayret ederim. Kaldı ki gerek inancım, gerek savunduğum değerler bunu gerektirir. Bu detayı anlatmama sebep, bahsettiğim arkadaşla aramızda geçen konuşmanın merkezinde bir kolye var. Yanlış okumadınız bir kolye, hani şu kadınların boynuna taktığı türden. Çok az sayıda kolyesi olan bir kadın olarak arkadaşla karşılaştığımız gün, boynumda Üç Hilal olan bir kolye vardı. Üç Hilal yukarda belirttiğim anlamları ve temsil ettiği değerler açısından benim her zaman önemsediğim bir semboldür. İnancım ve ideallerim bu sembol üzeredir zira.
Arkadaşla karşılaştığımızda kolye görünür vaziyette, farklı masalara oturduğumuzda ise ben gayrı ihtiyari bir hareketle görünmesine engel olacak şekilde kazağımın içerisine almışım. Lakin bu hareketim karşı masada sırtı bana dönük arkadaşın dikkatini çekivermiş ne hikmetse. Hızlı adımlarla yanıma gelerek yüzünde hınzır bir tebessümle “ abla az evvel ben bir şey gördüm sanki, kolyen nerde” dedi mal bulmuş mağribi gibi. Ben de kolyeyi yeniden dışarı alarak, Üç Hilal’in anlamını sordum gülümseyerek ve ardından ekledim Üç Hilal sadece MHP’yi mi ifade eder? Karşımdaki arkadaşın değil Ülkücülük, MHP ile her hangi bir muhabbet bağı olup olmadığını bilecek kadar tanırım ama tarih bilgisini kestirmem mümkün değildi açıkçası. Aldığım cevap inanın bana ben bile beklemiyordum. Kırıkkale MHP İl Başkanlığı yeni teşkilat yapısının resmiydi sanki.
Ben de haliyle sordum;
İçinde bulunduğu yapıyı “çiğ tavuk” olarak betimlemesine mi yanayım, Üç Hilalli kolyemden rahatsız olmasına mı bilemedim. Bu diyaloğun takdirini MHP seçmenine bırakıyorum.
İşin kötü yanı ve meselenin özü şu ki; hadi Ak Parti kötü ekonomik koşullar, yanlış yürütülen politikalar, daha önceki İl teşkilatlarının ağır darbeleri ve artık dillere destan olan yolsuzlukları sebebiyle Kırıkkale’de en kötü, en dip dönemini yaşıyor. Peki MHP neden bu kadar kan kaybediyor? Yapılan anketleri baz alarak bu kadar emin kan kaybettiğini söyleyebiliyorum. Bu kadar ülküden, davadan uzak bir teşkilat, genişlemek büyümek değildir. Siyaseten dağılmak ve dağıtmak anlamına gelir. MHP’nin tüzüğünde yer alan vizyonunu ve 9 Işık Doktrinini sorsak ne diyecek bu “katılımcı dost canlısı” arkadaşlar. İYİ Partideki son günlerde artan toplu katılımların ve büyümenin yegane sebebi de budur kanımca.
Allah’tan kolyem Bozkurt değildi, Turan Yurdunu sorsam haritada gösteremezdi …