Yahşihan Yahşihanlılardan ibaret değil artık…
Geçtiğimiz haftasonu bir kez daha net olarak gördük. Bunu bizlerin görmesinden ziyade Yahşihan’da siyasi hesabı ve Yahşihan’a dair hayali olan herkesin görmesi gerekiyor. Zira daha önceki süreçlerde daha çok sülalecilik, yani kavmi siyaset denklemi üzere seçim çalışmalarının yaşandığı eski Yahşihan yok.
Kırıkkale’nin eğitimli beyaz yakası Yahşihan’da…
Kırıkkale’nin esnafı, iş adamı Yahşihan’da…
Kırıkkale’nin sosyalleşme alanı Yahşihan…
Demem o ki Yahşihan seçmeninin beklentileri artık çok farklı. Seçmen kitlesinin de artık çok farklı olduğu gibi. Bunu nasıl mı anlıyoruz, park açılışı adı altında verilen yemek bunun en son ve güncel örneği mesela.
Çok geç haberdar oldum organizasyondan. Ne billboard, ne de başka bir tanıtım çalışması yapılmadı çünkü. Hal böyle olunca dar çerçeveli bir istişare toplantısı gibi algılamıştım ne yalan söyleyeyim. Fakat çok tesadüfi bir şekilde organizasyonu ve operasyonu yürüten firmanın sahibi dostumla konuşunca fark ettim ki Osman Türkyılmaz kumar oynuyor!
Tamamlanamayan asfalt çalışmaları, çamur çaylaktan geçilmeyen sokaklar, bitmek tükenmek bilmeyen şikayetlere hepimiz bir şekilde muhatap oluyoruz sosyal medya üzerinde. Hele bir de benim hiç tasvip etmediğim kirli propaganda tipi var ki, gökten taş düşse birilerine mal eden zihinler sebebiyle, son dönemde açıkçası bana bile gına gelmişti.
Bu konuya değinmeden geçmek istemiyorum. Türkyılmaz ile kurumsal siyasi kimliğimi henüz bırakmadan önce rekabet ortamında iki seçim geçirmiş olmamız sebebiyle ilişkimiz çok iyi değildir. Hele kardeşlerinden birisiyle mahalle kavgası tadında kavgam da mevcuttur. Geçtiğimiz hafta bu konu çok fazla köpürtüldüğü için, bu konuda bir iki kelam da olsa yazmam gerekliydi diye düşündüm. Seçilmişin ailesi olmanın belli ağır sorumlulukları vardır. Bu Osman Bey’in kardeşlerinde yok. Yaşam biçimleri belli, ailenin tek okumuşu da Osman Türkyılmaz ve çocukluk hayalinin de ne olduğunu hepimiz ezberledik zaten Başkanın kamera aşkına sebep. Malumunuz Mobese kamerası görse bile gülümsüyor Osman Başkan. Neden kardeşlerinin yaptıklarını alakası olmadığı halde şahsına ve makamına mal etmeye çaba sarf ediyoruz o zaman? Çok sevdiğim bir laf vardır;
“ Arkadaş seçilmiş kardeş, kardeş mecburi arkadaştır”
Ahmet Sungur sevenlerinin belli mukayeseler içerisinde bunu yapmasını anlıyor ama doğru bulmuyorum. Hepinizin atladığı bir detay var. Sungur başkan oğluydu ve ailesi de, kardeşleri de, kendisi de o sorumlulukla büyüdü. O yüzden bu mukayese bana çok saçma geliyor. Elma ile armutun mukayesesi kadar saçma.
Gelelim Osman Türkyılmaz’ın hem iç dinamiklerine, hem de siyasi rakiplerine meydan okumasına. İç dinamikler diyorum zira kapalı kapılar ardında neler yaşandığını siyaseti takip eden herkes biliyor. Her ne kadar birlik mesajları verilse de, parti içinde suların durulacağına ihtimal vermediğim gibi rahatsızlığın bu yemek organizasyonundan sonra daha çok artacağı kanaatindeyim. Bana inanmayanlar kurdele kesme pozunun verildiği fotoğraf karesine bir kez daha bakabilirler. Osman Türkyılmaz’dan başka gülümseyen veya şaşkınlık, afallama dışında gururla bakan tek bir isim var mı o karede?
Siyasi rakiplere gelince, herkes takdir eder ki 11.000 (onbirbin) kişiye aynı anda yemek vermek öyle kolay bir iş değildir. Kaldı ki reklam yapılmamıştı. Konser olacağı, ya da kimin olduğu bile belli değildi. Ya reklama çıkılsaydı? Buradan anlıyoruz ki, ekip sağlam çalışmış. Bu işi bir yemek değil bir onur savaşı bilmiş ve herkes asılmış.
Bu bir başarıdır. Ama sandığa yansır mı tartışılır. Ben çok miting gördüm, katılım sayısı kadar oy alınamayan. Ben çok teşkilat tanıdım, üye sayısının yarısı kadar oy alan.
Osman Türkyılmaz amacına ulaştı. Kendini tarttı, gövde gösterisini yaptı en azından parti içinde çok net ağırlığını gösterdi ve şaşkınlık uyandırdı. Umarım Rakipleri de sosyal medya trollerinin yazdıklarına, çevresindeki kraldan çok kralcıların kelamlarına değil Yahşihan’a kulak verir. Çünkü Yahşihan inanın bana 2024’de ciddi sürprizlere ve değişen dengelere gebe. Üçüncü bir sürpriz isim çıkabilir. Ve bu beni hiç şaşırtmaz.
Bize düşen şimdilik tebrik etmek ve izlemek. Eylül’ün 1’ne şurada ne kaldı? Hani verdiğin sözler şarkısını ben söylemeye başladım şimdiden!