Yüksek Ego Öldürür!

  • Gündem
  • 18 Nisan 2022
  • 09:46
Yüksek Ego Öldürür!

Kırıkkale gibi küçük bir şehirde yaşamanın en büyük handikabı sanırım herkesin birbirini bir şekilde tanıyor olması. Bu avantaj olabilecek bir durumken siyaset içerisinde bulunanlar açısından ciddi bir dezavantaja dönüşüyor süreç içerisinde. Özellikle mevzuları haberleştirirken benim gibi “adil” okumalar yapmaya çalışan “kamu yararı” ilkesini benimsemiş gazetecilerin zorlandığını söyleyebilirim.

Kendi adıma örneklendirmem gerekirse son Belediye Meclis toplantısında yaşanan gerginlik ve sonrası en yakın zamanda cereyan eden bir olay. Zira tarafları çok iyi tanıyorum. Üstelik her iki tarafla da konuya dair röportaj gerçekleştirmiş “kitabın ortasından” sorularla her iki tarafın bütün düşüncelerini ve iddialarını, iddialara cevaplarını kamuoyunun takdirine sunmuş biri olarak yaşananları ben bile anlayamıyorum.

Mehmet Saygılı şüphesiz, Kırıkkale merkezde seçilmiş Ak Partili Belediye Başkanları içinde en dürüst, en ahlaklı diye anılanı ve bana göre de öyle olanı. Bu şekilde anılmasını genel çerçevede doğru bulmuyorum ama acı gerçek bu maalesef. Dürüstlüğün ve ahlaki değerleri uyguluyor olmanın  “ayrıştırıcı” bir haslet haline geldiği bir toplumun vay haline zira.  Hatta Mehmet Saygılı’nın ikinci seçim sürecinde “ camiye imam mı seçiyoruz, neden sürekli dürüstlüğü konuşuluyor” diyen muhalif söylemlere de bizzat şahit olmuşluğum vardır.

Konunun diğer muhatabı Murat Tanır’a gelince, en iyi tanıyanlardan biriyim. Birlikte çalışmışlığımız, birlikte siyaset yapmışlığımız mevcut. Nasıl bilirsiniz diye soracak olursanız, hırslı, inatçı, inandığı doğrulara ve inandığı yanlışlara dahi ölümüne sahip çıkan, kolay kolay geri adım atmayan bir kişiliği vardır. Kaldı ki kamuoyunda ASELSAN olarak bilinen ihale sürecinde yaşananlar da bunun küçük bir yansıması. Malumunuz kendisin bu konuda sergilediği tavır neticesinde, yıllarca emek verdiği MHP’nden istifa etmek zorunda dahi kaldı. Son Meclis toplantısında yine aynı konuda önerge vermek istemesi üzerine çıkan tartışmada salondan Başkan Saygılı tarafından kovuldu.

Olayı ilk duyduğumda çok şaşırmadım. Mehmet Saygılı çok dürüst bir isim ama çok iyi bir siyasetçi olduğu söylenemez. Çünkü siyaset sizden farklı düşünene tahammül sanatıdır. Kendisine “abi” diyen ve gören biri olarak, onu keskin tarzı ve genel iletişim problemini defalarca yüz yüzeyken de dile getirdiğim için çok rahat sizlerle de paylaşıyorum. Tanır’ın üslubu çoğu zaman gazetecilik üslubundan kaynaklansa gerek; sert, saldırgan ve kırıcıdır. Onu tanıyan ve sevenleri bilir. En olumlu şeyleri bile anlatıp paylaşırken heyecanlı ve yaşayarak, tutkuyla anlatır. Hal böyle olunca meclis toplantısı temsil makamlarında yaşanmaması gereken bir hadise yaşanmış. Baya bildiğiniz kavga çıkmış.

Tanır ASELSAN konusunda kamuoyuna izah edilmeyen ve bilinmeyen bazı şeyler olduğunu iddia ediyor. Bu olasılık mümkün mü, pek tabi ki mümkün. Ama şu ana kadar paylaşılanlar ve kamuya aktarılan termin üzerinden bütün çalışmalar da gözümüzün önünde devam ediyor. Tanır alt taşeronları sorgulamış, bir takım işlerin birilerine “peşkeş” çekildiğini iddia ediyor. Çok mu zordur kimlere hangi işlerin verildiğini paylaşmak? Kaldı ki ben ortada bir “peşkeş” olduğunu düşünmüyorum. İşi Kırıkkaleli tanıdık firmalarının “kamu yararına” uygun şekilde yapıyor olmasının ne sakıncası var?

Bir de bunlara CHP merkez İlçe Başkanı Yücel Kızıklı’nın da basın açıklaması eklendi. CHP’de yaşanan çelişkiler ve Millet İttifakı içerisinde de gelişen bir takım krizlerin olduğu ortada ama ayrı bir yazı konusu. Şimdilik asıl konunun bağlamından çıkmaması için bu satırlarla yetineceğim.

Murat Tanır’ın onaylayalım ya da onaylamayalım, olayı ona yaşatılan süreç sebebiyle  “kişiselleştirdiği” aşikar. Seçilmiş ve yıllarca siyasetin ve üstüne üstlük bir de medyanın içinde olan bir isim olarak sevenlerinden oluşan bir kitlesi olduğunun aşikar olduğu gibi. Bu kadar üst perdeden bir üslupla kavgaya zemin açmaktansa neden etkili bir iletişim ve açık bir şekilde, yalın bir dille olanları cevaplamıyorsunuz? İddiaları yok saymak, bir Belediye Meclis Üyesini aşağılamak üzere takınılan bu tavır tasvip edilebilir mi? Bir Kırıkkale biliyor ki Ak Parti sürecindeki gelmiş geçmiş en dürüst ekipsiniz! Ama Siyasal iletişimi en kötü ekipsiniz de aynı zamanda. Bu arada Çakır Yıldırım ismini ayrı tutuyorum, kendisini ekibin bir parçası olduğunu düşünmediğim gibi pek yakında kendisine yönelik iddiaları da gündeme taşıyacağım

Hatırlatmak isterim, bunca emeğinizi, birikiminizi bu üslup ve iletişim kazalarıyla heba etmeyin, önünüzde çok kritik bir seçim ve “ince hesaplarınız” var. Yüksek Ego Öldürür, bilin istedim.

YORUM EKLE

We'll never share your email with anyone else.

94880

HARUN ULUSOY "65 YAŞ ÜSTÜ VE ENGELLİLERE EVLERİNDE Kİ SU BEDAVA"

HACIBEY TOKİ MUHTAR ADAYI BOYTER; GENÇLERİMİZİ SPORA TEŞVİK EDECEĞİZ

PEKDOĞAN'DAN AÇIKLAMA

AKYÖN MESAJ YAYINLADI

SAYGILI İLE DEVAM

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER İL MÜDÜRLÜĞÜNDE KAN DEĞİŞİMİ

SIRADAKİ HABERLER