Köşe Yazarı

Dr. Yavuz Han

yavuzhan@gmail.com

ACI GÜN

  • 24-03-2023
  • 15:55:04

M u h s i n   Y a z ı c ı o ğ l u   H a t ı r a s ı n a

       25 Mart.

       Türk Milleti bir güzel adamını kaybetti.

       Dürüst siyasetçi, vatanperver, milletperver, samimi politikalar sahibi, haksızlığa karşı duran bir ses, hırsızlık/yolsuzluk yanına bile uğramaz bir şahsiyet abidesi.

       Kayıp ki ne kayıp.

       Milletin de adeta kercine kercine(inadına, taammüden)  bir kaybetme. Gözünün içine sokarak.

       Dağlarda sesini duya duya, iniltiler arasında bir kaybetme operasyonu.

       21. asırda yerdeki çiçeğin fotoğrafının uzaydan çekildiği zaman diliminde kocaman helikopterin düştüğü yeri bulamama.

       Yeri arayanları yanlış yerlere gönderme, ısrar edenleri tehdit etme, askerinden polisine, devlet yöneticilerinden siyasilere kadar kalabalıklar içerisinde uzman yalancılıklar.

       Bile bile lades.

       Siz aslıda hiçbir tesirin sahibi değilsiniz dedikleri durum, ülkücüleri abartmayın ne denirse onu yapar diyecekleri tablo, bunlar sert görünür ama pamuk oldular pamuk diyesi bir gidişat.

      Devletin başından dibine kadar haksızlık, hukuksuzluk, ihmal, vurdumduymazlık, kasıt ve ihanet.

       Keçilerin yediği cihazların bulunmaması mı, kaza kırım ekibinin hırsızlık yaptı diye temize çıkarılması mı?

       Alçak uçuş yapan jetlerin rotalarının verilmemesi, aynı anda radar kayıtlarının yok edilmesi, askerinden idarecisine boş boş konuşmalar ve ihanet şebekelerinin adeta cirit atması.

       Yargılamalardaki tuhaflıklar, ses çıkaranların sürgünleri, sesini kesmeyi becerenlerin terfileri gizli saklı da değil orta yerde hepimizin gözüne mertek gibi sokula sokula.

       O gün memleket bir yiğit kaybetti.

       Türkiye Cumhuriyeti itibarını zedeledi.

       Türk Milleti tokat yedi. Darbelendi.

       Ama olan bize oldu işte.

       Yazdıklarımızı biz de kaybettik elbette. Elbette Milletin mensubu, vatanın ferdi olarak bizim de bir ağır kaybımız söz konusu oldu.

       Ama biz daha çok şey kaybettik.

       Ahbabımızı kaybettik, arkamızın daşını yitirdik, içimizin sesini susturduk.

       Gülümsemesi ile sahip olduğumuz özgüven inkıtaa uğradı.

       Ne türlü derdimiz olsa “yüksek makamlarda tanışı olan insan” muamelesi görme hakkımızı kaybettik biz.

       Bir telefon uzaklıktaki can dostumuzu kaybettik.

       Evladımıza örnek gösterecek Başkanımızı, ideal insanın nasıl olabileceğini hepten yitirdik.

       O hayatta olsa ve bizim başımıza bunlar gelse ortalığı ayağa kaldırırdı. Yıkardı tüm duvarları. Haksızlığın karşısında susan şeytanların sessizliğine bürünmezdi.

       Eliyle, diliyle nasıl da mücadele ederdi. Kimin başına gelse kendi başına gelmiş gibi aslan kesilirdi. Gücü yetse de çabalardı, yetmese de ama Allah da yardım ederdi. Ne olmaz işleri oldurduydu.

       En zoru da şeytanların başarılı olma pozları.

       Hepsi orta yerde sırıtıyorlar hem de.

       Biz diyorlar elinizden alır, size de acıyı en ağırından yaşatırız. Sakın bir varlık göstermeyin.

       Öyle de olmadı mı?

       Çil yavrusu gibi dağıldık da bir kanat geren mi var?

       Gittiği yerde yüzü pak olsun inşallah.

       Rahmet olsun…

Diğer Yazarlarımız

MÂSİVÂ

Son Makaleyi Oku

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

40546