Acının/ölümün mezhebi olur mu?
Ölen "bizdense" acı vermeli, değilse yok say gitsin mi ?
Ülke sınırları zor zamanlarda ve zor şartlarda, bıçakla kesilmiş gibi çizilir. Hele karadan çizilenler kan bağına varıncaya kadar dokunur, keser, acıtır ve ayırır.
Sınırın öbür tarafında kalanlar da bu tarafında kalanlar da yeniden başlarlar sınırlarla ayrılan hayatlarına. Aslında her ikisi de hem öbür taraf hem de bu taraftır. Artık yeni bir ülke ve onun kaderidir yarınları. Vatanları, dilleri, çocuklarının eğitimi, değişimlere gebe yarınları... ve daha bir çok şey yeni baştan şekillenmeye başlar. Her akşam haberlerde Cumhurbaşkanı..... farklı, spor takımları farklı, sanatı, sanatçısı farklı olacaktır bundan sonra. Hele bir kuşak sonra artık birbirlerine olan yakınlıkları da zayıflamaya yüz tutacaktır. Bu anlamda merhum Kemal Sunal'ın Propaganda filmi orijinal bir örnektir.
Ülke bütünlüğü artık zamanla kendini bulacak olan bir başlangıç aşamasındadır. Ne kadar çok ortak değer üretilebilirse o kadar çok birlik oluşur. Herkes, her bir kişi, ne kadar yasal güvence altında olursa o kadar uzun ve kalıcı olur bu birlik. Dili, dini, mezhebi, etnik kimliği ne olursa olsun (azınlık statüsü kapsamında olanlar dahil) kurucu iktidar herkesi eşit oranda sahiplenir, kucaklar, asli unsur görürse ve yasalarını buna göre yapar ve geliştirirse orada huzur, barış ve birlik olur.
Yanı başımızda bir ülke (Suriye) yeniden şekilleniyor. Etnik, dini, mezhebi farklılıkları ile yeniden inşa ediliyor. Esad ailesi ve rejimi yıllarca eşine az rastlanır bir zulümle yönetti bu ülkeyi, bunu kimse inkar edemez yok da sayamaz. Esad rejiminin devrilmesine sevinmek başka yeni oluşan idareyi değerlendirmek başka olmalıyken. Esad zulmü gitti gelen hoş geldi baş tacı oldu gibi bir bilinç dışı şımarıklık, akıl dışılık olduğu kadar körlüktür de.
Rejimin devrildiği günlerde Türkiye’den gidip Suriye tepelerinden poz veren onlarca "hoca" Esad rejiminin yıkılışının sevincinden olsa gerek Colanici/Sunnici anlamlara gelebilecek açıklamalarla verdiler bu pozları. Oysa onlar bu pozları verirken İsrail Suriye’nin savaş uçakları dahil bütün askeri gücünü imha etmekle meşguldü, hem de Şam’ı ele geçirenler dahil sözlü ya da fiili hiçbir karşı duruşla karşılaşmadan yapıyordu bunu.
Şimdi gelinen noktada Ülkemizdeki -özellikle Hatay'daki- Aleviler doğal olarak Suriye’deki akrabalarının sivil katliamlara maruz bırakıldığını ve bu durum karşısında acilen bir şeyler yapılması gerektiğini haykırıyorlar. Mesela bir insani koridor oluşturulması gerektiğini dile getiriyorlar. Türkiye’nin bu konuda İnisiyatif alıp gerekirse onları mülteci olarak kabul etmesi gerektiğini haykırıyorlar. Hem öbür taraf hem bu taraf oluşları bunu normal bir çağrı ve ortak acı haline dönüştürüyor.
O "hocalardan" bir kısmı buna itiraz ediyor. Hem de neye neden itiraz ettiğini düşünmeden! Neymiş efendim bu ya da bunlar, savaş başladığında gelen mültecilere itiraz etmişler şimdi ne yüzle bunu söylüyorlarmış! Acının mezhebini, ırkını icat etmeye çabalamak gibi garabet bir durum bu. Ve ne acı ki hâlâ Ülkemizde diri duran/tutulan ara ara tahrik edilerek unutturulmayan onca acıya bir merhem sürme kabiliyeti geliştirmekten aciz olanlar yapıyor bunu.
İşin ilginç yanı onlar bu tavırlarını, bir de karşılarına aldıkları çağrılara ve bu çağrıyı yapanlara "İslam Düşmanlığı" yaftası vurarak yapıyorlar. Ne kadar tanıdık değil mi bu yaftalama, Sünni=Yezid gibi, al sana hazır düşman!
Bu eleştirilerim aynı zamanda Sünni=Yezid, yezidin askerleri, ölsün bence mahsuru yok, ölürlerken umurumda olmaz, olmadı da, düşüncesine hatta alt bilincine sahip herkes içindir.
Özetle; Hiçbirimiz için oyun kurucusu Amerika ve İsrail olan hiçbir sahneye görünenler üzerinden bakmak doğru değildir. Bütün olan biteni İllüzyon olarak görüp oyunu çözmek ve ona göre tavır almak zorundayız. Savaşın mağdurunun ve mazlumunun tek tanımı mağdur ve mazlumdur. Bunu mezhebe, dine, ırka indirgeyen herkes zalimin çarkına su taşır vesselam.
Not: Ben görevlendirildim deyip İsrail’e yeşil ışık yakan “amcanın” vahameti bu yazının kapsamında değildir.
ALEVİYSE ÖLSE DE OLUR
Son Makaleyi OkuKISKANDIM SENİ ÇANKIRI
Son Makaleyi Oku