Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

TÜRKİYE'DE İSLAMCILIK

  • 16-02-2025
  • 20:34:19

İdeoloji ve Ütopya

   Ak parti iktidarı ile üzerine bir ideoloji inşa edebilecekleri itirazları elinden alınan İslamcıların bir kısmı bir nevi itirazlarını ortadan kaldırabilme gücüne yaklaştıkları hissiyle Ak partiyi desteklerken, bir kısmı durumun aniliğinden olsa gerek, bir şaşkınlıkla süreci dışardan takip etti. Dışardan takip edenler daha sonra her “zorlu” seçim döneminde bir şekilde kendini desteğe mecbur hissetti ve hem sürece hem de partiye dahil oldu. Aslında bu, iktidar olma sürecini ve bu süreçte yaşananları sakin ve bilinçli bir birikimle okuyamama sorunuydu ya da kim bilir yerleşik din algısına rağmen bir ideoloji üretme korkusunu bu vesileyle üzerlerinden atma fırsatıydı.

   İdeoloji, yaşadığınız düzende inandıklarınıza ters olan her ne varsa ya da oluyorsa bütün bunları tespit edişinize ve bunlara itirazınıza, ütopya ise bu itiraz ettiklerinizin yerine koyacaklarınızın neler olduğunu ortaya koymanıza karşılık gelir. Bu yüzdendir Müslüman oluşunuzla beraber İslamcı olmanız. Dininizi anlama çabanızın toplumsal yaşama taşınabilir ve adil olabilecek çıkarımlara hizmet etmesi gerektiğidir İslamcılığınızın en sade karşılığı. Yoksa “caizdir-değildir” i söyleyen hatta haykıran bir yığın insan/hoca zaten varken size ne hacet. İslamcılığını kendi içinde tutarlı tartışmalarla ele almak yerine tarihte hiç sonuçlandırılamamış ve ayrılmaları körüklemiş konularla diri tuttuğunu zannedenler ise zaten toplumsal yaşamdan kopuk düşünmenin dogmatik boyutuna kendilerini hapsetmişlerdir. Henüz neye inanıp nasıl düşüneceğinin yolunu bulamamış ve sloganik klişe cümlelerle itirazlarını diri tutmuş olsalar da bunun ne kendilerine ne de hitap ettikleri insanlara bir katkısı olmamıştır. Zamandan kopuk, geçmişe hapsolmuş, olan bitenden çok olup bitmemiş dünde yaşayan zihinleri bugüne uzak kalmıştır.

   Bir kısmı ise tıpkı bir topluluğa dahil olmanın verdiği, başta düşünme olmak üzere her türlü sorumluluktan  kurtulma içgüdüsüyle a,b,c... cemaat ve tarikatına dahil olmuştur. Kimisi de komşu ülkelerde (en çok da İran) yaşanan değişimlerin tesiriyle duyduğu heyecanı ve hayranlığı bir ülkenin dış politikası dahil her türlü refleksini dini bir vecibeymişçesine sahiplenip savunur hale gelmekle dışa vurmuştur kolaycı duruşunu. Bir kısmı içinse tartışmalarını başka ideolojilerin şemsiyesi altında yapmak kaçınılmaz olmasa da kısmen bir mecburiyete dönüştü. Kadınlar kendilerini ifade etmek istediklerinde kendilerine açılan alan feminizm, ya da sömürüden bahsetmeye başlanıldığında bu insanlara açılan alan Sosyalizm oldu. Zira yerleşik din dilinin kolay dışlayıcı (tekfir edici) olması bunu “zorunlu” kılmakla kalmıyor aynı zamanda yeni bir dil arayışının da ne kadar zor olduğunu gösteriyordu. Bütün bunlar şunu ortaya koyuyor ki Türkiye’de bilinçli bir İslamcılık tercihinden ziyade kökü dışarda klişelerden etkilenilen bir süreç ortaya bugün gördüğümüz şekilde bir sonuç çıkardı ve bu sonuç artık tıkandı.

   Bunu aşmanın ya da düşünmeden vazgeçmemenin yolu ancak doğru toplumsal okumalarla mümkün olabilir. Bunun için de entelektüel düzeyde ciddi çalışmalara ihtiyaç var. Mesela zaman ve mekan algısında bugün gelinen noktada yaşanan değişimi doğru okuyamadığımızda tartışılan bir çok mesele zamandan kopuk ya da donuk bir geçmişin içinde kalıyor. Ya da mekan merkezli bir tartışma bugünkü değişimi göz ardı ettiğinde bir başına kalıyor.

   Velhasıl dün İslamcılara yöneltilen “yarına dair bir ütopya geliştiremiyorlar bu yüzden de sürekli Asr-ı Saadeti ütopya olarak ortaya koyuyorlar” eleştirisi hâlâ güncelliğini koruyor.

 

Not: Süreci Ak parti ile ilişkilendirmem partinin kurucu kadrolarında “İslamcıların” özellikle Siyasal İslamcıların olması ve Osmanlı’dan bugüne tartışılan Panislamizm’in Partideki zuhuru  sebebiyledir. Kaldı ki parti kuruluşundan beri İslamcılığın Türkiye’de yaşadığı serüvene dair yaşadığı her ne varsa -engellenmeye yönelik zulüm ve mağduriyetler başta olmak üzere- bagajında taşımaktadır. Hâlâ da bu bagaja ihtiyaç duydukça el atmaktadır.

 

Diğer Yazarlarımız

ASGARİ DİN

Son Makaleyi Oku

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

56225