Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

8. OLAĞAN KONGRE

  • 23-02-2025
  • 18:34:16

Ölü Umut

   Umut dönemi: Değerleri baskılanan ve devlet yönetiminden uzak tutulan Anadolu insanının Tayyip Erdoğan’ın şahsında mağduriyetlerinin giderileceğine dair umut besledikleri dönemdir. Dindarların da öncelikli olarak kamusal alanla ilgili yaşadıkları baskıların ortadan kaldırılabileceğine dair beklentilerle bu umuda ortak oldukları dönem.

 

   Sahiplenme dönemi: Özellikle askeri vesayet odaklarının ve Kemalistlerin hükümeti kabullenemeyen çıkış ve engelleme çabalarının yoğun olduğu ve sağ seçmenin, hükümeti sahiplenerek -Türkiye'de ilk defa- 28 Şubat'ın gölgesine rağmen başarılı bir şekilde atlattığı dönemdir.

 

   Ölümüne Reis dönemi: Ceketini aday gösterse kazanır diye tarif edilen dönem. Seçmenin büyük oranda adayın kim olduğuna bakmaksızın "Reise" oy verdiği dönem. Ayrıca bu dönem köylünün-kasabalının kendini iktidar hissettiği dönemdir.

 

   Reis var dönemi: Özellikle aday olma çabası dışında partiye dair bir temsiliyet çabası olmayan seçilmişlerin yanlışlarının yeni yeni görülmeye başlandığı fakat Reisin bu yanlışları gördüğüne ve ortadan kaldıracağına inanılan dönem.

 

   Reisin hatırı var dönemi: Yanlışların arttığı ve daha görünür olduğu ancak değil mi ki Reis var onun bunca zamanlık hatırını görmezden gelmemek lazım düşüncesinin duygusal sorumluluğa dönüştüğü dönem.

 

   Reisten umutluyuz dönemi: Tamam yanlışlar ayyuka çıktı ama Reis varsa umut var, Reis ne zorlu dönemlerden geçti, ne zorluklar atlattı, bunu da atlatır dönemi.

 

   Bir ders vermek lazım dönemi: Artık bu iş Reise rağmen e döndü. Demek ki artık reiste bu yanlışları görmüyor, görüyorsa da düzeltmiyor/düzeltemiyor. Bu yanlışların faturası artık vatandaşın geçimine kadar dayandı, bir ders vermek lazım dönemi.

 

   Öfke/kızgınlık dönemi: Yok arkadaş bu iş bitti. Artık herkes -parti yöneticisi ve temsilcisi konumundaki herkes- kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmüyor, vatandaş umurlarında değilin kızgınlığı dönemi. Ki önceki üç dönemde Reis hep sorunların farkında olduklarını ve düzelteceklerini söylemişti buna rağmen düzelen hiçbir şey yok hatta artık düzelme umudu da yok inancının hakim olduğu dönem.

 

  Yorgunluk dönemi: Bu dönem seçmenin artık AK Partide olanı biteni dahi konuşamayacak kadar AK partiden yorulduğu dönemdir. Artık buradan dönüşün herhangi bir yolu da kalmamıştır. Gün geçmiyor ki partinin yetkili bir ismi toplumdan ve toplumun sorunlarından ne kadar uzaklaştıklarını ortaya koyan bir açıklama yapmasın. Şımarık bir tavırla nasıl bir konforun içinde olduklarını ortaya koymak artık öyle normal ki onlar için halkın büyük çoğunluğunun yaşadığı sorunlara dönüp bakmıyorlar bile.

 

   Sonuç olarak: Bugün, umudun, icraatın, geleceğin partisi AK parti sloganıyla 8. olağan büyük kongresi yapılan AK parti, artık geleceğin değil geçmişin partisi olma yolundadır. Partinin son birkaç seçimdir seçmeni kazanmaktan çok muhalefeti dizayn etmek suretiyle seçim kazanmaya yöneldiği ortadadır. Bu durum siyasi bir kabiliyettir bu doğru ama umudu yeşertecek bir siyaset üretme becerisi değildir. AK Parti’nin kaybettiği şey siyaset üretme kabiliyeti ile birlikte toplumu bir hikaye etrafında toplayabilme becerisidir. (Ki bu muhalefetin hiç kazanamadığı bir beceridir.) Belki de son birkaç seçimdir yapamadığının bu olduğunun  farkında ve bu yüzden  daha çok rakiplerinin dizaynına yönelmiş durumda olabilir. Ama bence  artık hedefi bu toplumun umudu olmak, onlara güzel yarınlar hazırlayabilmek filan değil sadece sayısal olarak istediği sonuca ulaşmak.

 

   Velhasıl "dava" filan yok artık! Varsa yoksa makama sahip çıkmak, makamı kaybetmemek var. Bir de ortada ölü bir umut var.

Diğer Yazarlarımız

ASGARİ DİN

Son Makaleyi Oku

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

36035