Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

CHP, Faşizm ve Öfke Dili

  • 08-07-2024
  • 11:05:36

 

Faşizm bir ideolojiden çok duygu bozukluğudur. Şiddetin ideoloji giydirilmiş halidir. Düşünceden ve akıldan uzaktır. Daha çok dışardan yapılan bu ve benzeri tanımlamalar Faşizmin ürkütücü bir ideoloji olduğu konusunda hem fikirdir.

 

Faşizme dair bu tip tanımlamalar, karşısında fikir üreten ideolojilerin  doğal olarak daha normal, daha ılımlı, daha akılcı olduğu gibi bir yanılgı oluşmaktadır. Bu Faşizmin sözde ürküten "gücünden" kaynaklanan bir durumdur.

 

Öfke olmazsa olmazıdır Faşizmin. Duygu bozukluğu tanımlaması da buradan kaynaklanır. Öfkenin sürekli diri tutulması diğer duyguları baskılayacağı için kaçınılmaz olarak duygusal denge bozulmaktadır. Ayrıca öfkeyi diri tutmak için sürekli benzer durum ve olaylara dikkat kesilmenin beraberinde getirdiği çatışmaya hazır oluş sorunu daha da büyütmektedir.

Faşizmin saldırgan milliyetçilik olarak tanımlanması aslında güç kazanma adına geçer akçe olan milli duygulara yaslanıp kendine meşru zemin arayışının göstergesidir. Bu güç kazanımı kesintisizdir. Her hal ve durum güç devşirme adına fırsat kabul edilir.

 

Militarist Sol daha çatışmaya hazır bir bakışla “Faşizm, egemen sınıfların güdümündeki asker, polis ve sivil bürokrasinin,  emekçiler, işçi, köylü ve ilericiler üzerindeki baskı rejimidir. ” Tanımlamasını yaparak kendine alan açtığı/açacağı her yerde olası baskılara karşı gardını alır ve devlete de bir faşist göndermesi yapar.

Aslında bütün bu anlatmalarım Milliyetçilere bir Faşizm sorgulatması yaptırabilme ihtimalinden/umudundan kaynaklanıyor. Öfke diline çok yakın sınırlarda ve tahammülsüzlüğe kapılarak konuşmaları buna beni zorlayan ana  neden. Bence bu durum kendi içlerindeki çözümsüzlüklerin de ana nedeni.

Yaşlı ve mecalsiz bir öfkeyi Bahçeli’nin her gurup konuşmasında görmek mümkün. Üstelik çoğu zaman bu mecalsizlik öfkeyi hedefinden saptırıyor olmasına rağmen. Bu öfke aynı zamanda eleştirileri de doğmadan öldürmeye yönelik. Doğanlar ise zaten doğumla ihracı aynı anda yaşıyor.

Şimdi bir başka soru da şu: Solun Faşist olarak nitelediği Milliyetçiler nasıl oldu da son iki seçimde CHP ye destek/payanda oldular? Ve buna rağmen hala Solun nazarında “Faşistler” olarak kaldılar. Bu durum Faşizmle Milliyetçilik arasında biriken bütün öfkenin geri tepmesi midir bilmiyorum ama son seçimler gösterdi ki  Ülkücüler Solcuları/Komünistleri affetmiş ve onları CHP’li (partili) olarak kabul etmiş. Ancak Sol/CHP Ülkücüleri/Milliyetçileri, MHP’lileri hala Faşist olarak görüyor.

Bir başka yönüyle Milliyetçiler Cumhuriyetle ve Atatürk’le  aralarındaki bağı güçlendirdikçe CHP’ye yakınlaşsa da CHP’nin Milliyetçilerle yakınlaşacak bir sebebi yok gibi.

Velhasıl eriyen ideolojik kalıplar duvarları yıksa da hâlâ geçmişin acı hatıralarının ruhu iki kesim arasında dolaşıyor.

Diğer Yazarlarımız

KİTLENİN RUHU

Son Makaleyi Oku

ÇAĞIMIZIN SİYASİ HASTALIĞI: İtibar Eksikliği Sendromu

Son Makaleyi Oku

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

74623