Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

DİN, GEÇİM, AHLAK

  • 09-09-2024
  • 17:55:48

DİN, GEÇİM, AHLAK

 

“Üç sınıf insan vardır. Ulemâ, Ümerâ, Fukarâ (Dervişler). Ulemâ ifsat olunca din gider, ümerâ bozulunca geçim bozulur, dervişler bozulunca ahlâk gider. Ulemâyı hırs, ümerâyı adaletsizlik, dervişleri ise riya bozar.”  Ebu Bekr Verrâk

 

(İslâm Tasavvufunun Meseleleri - Erol Güngör Shf:192 )

 

   Kendi döneminde bir toplum okuması yapmış Ebu Bekr Verrâk (9.yy. sonu 10.yy başı.) Toplumu oluşturan etkin üç zümre üzerinden yapılan bu okuma etkili ve güçlü bir tespit olması hasebiyle dikkate değer bulunmuş ve günümüze kadar gelmiş hatta yol gösterici bir ağırlığı olmuş..

 

   Tersten bir yorumlama yaparsak o günün toplumunun ana dinamiklerini ve etki gücüyle topluma nasıl yön verdiğini görürüz.

 

   Eğer benzer bir toplum okuması yapmak istiyorsak önce bugünün etkin ana dinamiklerini tespit etmemiz gerekecek. Yoksa kısa yoldan aynı okumayı alıp bak bugün de aynı demek kolaycılıktan başka bir şey olmaz.

 

   Ulemanın güncel açılımı genel anlamda ilim ehli ise -ki bence öyle- buraya her ilim dalından insanlar girer. Bu durumda günümüz Türkiye’si için bozulmadan çok etkin bir yetkinliğe ulaşılıp ulaşılamadığını tespit etmek daha doğru bir yaklaşım olur.

Hem bir yetkinlik sorunundan bahsetmek mümkün hem de etkinliğin zayıflığını görmek lazım.

 

   Umeranın güncel açılımı genel anlamda idareciler ise ki bunu Türkiye özelinde mecburen kuvvetler ayrılığı bağlamında ele almamız gerekiyor. Ve maalesef yakın tarihimizde çoğu zaman bu tahakkümden bağımsız kalmayı başaramamıştır. Bence burada kesintisiz bir idari yapı tartışması yapılması gerekmektedir. Sorunlu durum daha çok kuvvetler ayrılığının diri kalmasını sağlayacak köklü kurumsal yapılar oluşturulamadığından kaynaklanmaktadır. Burada bu tartışmaları ve fikri üretimi yapacak olan ilim adamlarının hem keyfiyeti hem de bağımsızlığı ayrıca önemli hale geliyor.

 

   Fukarânın (Dervişlerin) güncel karşılığı basit, kof ve içi boş bir durumdadır ve hiç bir şekilde özgün bir üretkenliğe sahip değildir. Bu yüzden ahlaki anlamda güncel bir fonksiyonu kalmamıştır. Yasacı bir toplum olmak adına yakın tarihimizde yapılan anayasal düzen inşası çalışmaları da geçmişten yeterli yasa çalışmaları mirası bulamadığı için tepeden inmeci bir yaklaşımla başka ülkelerden ithal bir çalışmayla oluşturulmuştur. Sürekli tartışılan/geliştirilen (zira geliştirmek tartışmakla mümkündür) bir yaklaşımdan çok korumacı dokunulmaz bir donukluğa mahkum edildiği için gelişmemiş ve toplumsal anlamda yeterli bir etnikliğe ulaşamamıştır.

 

• Velhasıl Din, Geçim, Ahlak üçlüsünde bir toplum okuması doğru bir okumadır ama bugün için reel anlamda yeterli değildir. Belki toplumu dönüştürme hayallerinde bir karşılığı olabilir ama bu da kişisel tatminden öteye geçmez. Zira Dünya tek toplum olmaya yelken açmış durumdayken güncel üretkenliğe/yetkinliğe ulaşma çabası daha sahicidir vesselam.

Diğer Yazarlarımız

ASGARİ DİN

Son Makaleyi Oku

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

17724