Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

AHLAKİ ÇÖKÜŞ

  • 06-10-2024
  • 23:20:39

“Kanun Namına Ahlaksızlık”

Ahlaki çöküşün ana kaynağı nedir? sorusu askıda kalan, zihin jimnastiği olmaktan öte geçmeyen bir başlangıç sayılabilir ama Ahlaki bir çöküş yaşıyor muyuz? Sorusuna genel bir cevapla “evet” demekte bir mahsur olmasa gerek.

Bence doğru soru şu; Ortak ahlaki değerlere sahip miyiz? Ya da ortak ahlaki değer üretebileceğimiz bir ana unsura sahip miyiz? Bu soruya da genel bir cevapla “hayır” demekte bir mahsur olmasa gerek.

Şerif Mardin’le başlayan  “Mahalle Baskısı” tartışmasında oluşan yanılgılara düşmeden bir cevap bulmaya çalışmakta fayda var. Zira bu tartışma aslında Mardin’in ortaya koyduğu bağlamdan- Osmanlı toplumunda mahallenin kontrol merkezi olan Camii, İmam, Sıbyan Mektebi karşısına Cumhuriyetin Okul ile çıkıp yeni bir merkez oluşturma çabasının başarısızlığı- çok uzak bir seviyesizliğe indirgenmiş olsa da mesele hâlâ kendi bağlamındaki ciddiyetini korumaktadır.

Okul /eğitim-öğretim mahallenin kontrolünü ele alamadı ama kontrolü Cami/İmam/Sıbyan mektebinin elinde de bırakmadı. Yıllar yılı değişmeye doymayan müfredat, sürekli değişim yaşayan eğitim sistemi ve gelinen noktada yüzlerle ifade edilen üniversite sayısı bizi ortak değerler üretebileceğimiz bir ana unsurdan çok, çarpık bir matematik hesabıyla baş başa bıraktı.

Devasa bir sektöre dönüşen eğitim, kontrolsüz bir başıboşluk üretmeye devam ediyor. Sayısal veriler okul sayısının, okuma yazma oranının, üniversite mezunu sayısının...vb  arttığını söylese de bunun ahlaki çöküşü engellemeye katkısının kayda değer olmadığını gözler önüne sermeye devam ediyor.

Toplumun çoğunluğu “ne pahasına olursa olsun kazanmalıyım” gibi çarpık bir hayat felsefesi oluşturmuş durumda. Bu felsefe bulaşıcı bir virüs gibi siyasetten diyanete, diyanetten ticarete, ticaretten eğitime, eğitimden yargıya, yargıdan tarıma...vb her alanda birincil anlayış haline gelmiş durumda. Öyle ki siyaset başta olmak üzere bir çok yapı hırsızlığa/yolsuzluğa imkan sağlayan alanlara dönüştürülmüş durumda.

Yanlışları bir bir sıralamakta hepimiz mahiriz, düzelmekle ilgili de çarpıcı fikirlerimiz var ama bile isteye ıskaladığımız önemli bir ayrıntı var:

“Herkes neyi düzelteceğini, neyin düzeltilmesi gerektiğini biliyor; ama bu düzelecekler, düzeltilecekler arasında KENDİSİ YOK”

Ve'l-Asr - İsmet Özel

 Velhasıl kişinin vicdanı dışında bir eğiteni/özendireni/kontrol sağlayanı olmayan ahlak ancak bu kadar OLMUYOR.

 

Diğer Yazarlarımız

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

53938