Köşe Yazarı

Mehmet Akkaya

mehmetakkaya@gmail.com

Mülkiyet mi? Ticari Meta mı? Finansal Sembol mü?

  • 24-06-2024
  • 10:18:12

Mülkiyet mi? Ticari Meta mı? Finansal Sembol mü?

 

Mülkiyet bütün tarih okumalarını öyle ya da böyle etkileyen bir kavramdır. Felsefe, siyaset, hukuk, fıkıh ...vb bir çok ilim dalı kendi cephesinden mülkiyeti ele almış ve çeşitli tanımlamalar ve fikirler ortaya koymuştur.

 

Mesela tasavvuf ve sosyalizm mülkiyeti farklı bir zeminde ele almış birisi uhrevi saadet açısından diğeri dünyevi denge açısından çıkarımlar yapmıştır.

 

Aslında her insanın ruh dengesi açısından bizatihi ele alıp bir yaşam felsefesi ve davranış zemini oluşturmayı sağlayacağı bir kavram mülkiyet.

 

Varlık-yokluk, dünya-ahiret, cimrilik cömertlik gibi bir çok ikilinin de temel dayanağı olan mülkiyet bütün ideolojilerin de asli tartışma konularından biridir.

 

Özellikle toprak mülkiyeti tarihte köleliğin, yakın zamana kadar da (kısmen şimdi de) toprak ağalığının ana unsurudur. Üzerinde yaşayan insanlarla beraber sahip olunulan toprak, bir nevi "ilahi bir güç" edinmişlik sapkınlığını da doğurma potansiyeline sahiptir. Tarih, devlet yöneticilerinin aynı zamanda ilah ya da ilahi bir güç taşıyan insanlar olduğu inancı örnekleriyle doludur.

 

Paragrafların her birini ayrı ayrı açabiliriz. Biraz daha irdeleyip verimli tartışmalar da yapabiliriz hatta yapmalıyız. Çünkü insan yaşamının temel taşı olabilecek kavramlardan birisidir mülkiyet. Ancak ben bu yazıda daha çok mülkiyetin dönüşen/değişen yüzüne dikkat çekmek istiyorum.

 

Ticari ederi olan her şey artık bir metaya dönüştü bu yüzden insanın barınma ihtiyacını -ki temel insani ihtiyaçlardan birisidir- karşılayan ev bile artık ticari bir metadır. Bu yüzden barınma sorunu yakın geleceğin en temel sorunlarından birisi olacaktır. Fakat her ticari metanın -tabir caizse gölgesi- bir sembolik karşılığının üretildiği bir dünyada yaşıyoruz artık. Bu sembolik gölge alan kendi içinde reel ederi ne olursa olsun bir malın değerini hızla düşürüp hızla yükselten bir güce sahip. İşte bu güç ticari bir metaya dönüşen bir çok şeyi artık sanal finansal değer oluşturmak suretiyle kendi mülkü haline getiriyor. Böylece standart yaşam içerisinde kalan bizlerin her edinimini kendi finansal ajandasına ekliyor ve dilediği gibi değişken değer uygulamaya başlıyor.

 

Eskiden mülkiyet küçük bir azınlığın elindeydi ve diğer insanlar köle ya da maraba idi. Şimdi sözde insanlar hür, özel mülkiyet hakkı var ama görünmeyen bir güç her insanın elindekini istediği gibi değerliyor ve istediği gibi kendi için kazanca dönüştürebiliyor.

 

Bu işin kahyaları da "yerli ve milli" olanlardan seçiliyor. Bize düşense “vur patlasın çal oynasın.”

 

Bugün aşındığını düşündüğümüz her değerin kaybı bu çarkın daha iyi işlemesini sağlıyor.

 

Kölelik ya da özgürlük her çağda olduğu gibi bu çağda da var ve her düşünce bu çağın kölelik okumasını yeniden yapmak zorunda vesselam.

Diğer Yazarlarımız

Yazar Yorumları

Yorum Yaz

41347