Yerkabuğu öngörülemeyecek biçimde, dakikalar içinde arka arkaya bütün hiddeti ile kadim yerleşkeleri sarsarken, bölgenin mülki amir ve kolluk kuvvetlerinin de afetzede olduğunu hiçe sayarak matem üzerinden siyaset devşiren zihniyeti reddediyorum!
Yerleşkeleri birbirine bağlayan karayolları yerle yeksan olmuş, kar ve tipi olanca şiddetiyle toprağın hiddetine eşlik ederken, herhangi bir afette birbirine omuz verecek, yardıma koşacak sınır komşusu 11 kentin aynı anda kıyametten geçtiği gerçekliğini görmeyerek; havadan müdahalenin imkansızlığını, devletin bütün unsurlarıyla, milletin bütün samimiyetiyle karadan gelecek yardımın yüzlerce kilometreden olanca süratiyle yola revan olduğunu en iyi niyetli yaklaşımla “akledemeyen” zihniyeti reddediyorum!
Çadırkentlerde misyonerlerin fırsattan istifade yaptığı çalışmalardan, PKK ve diğer terör örgütlerinin odak noktasının afet olması sebebiyle fark edilmeyeceğini sanarak bölgede gerçekleştirmeye kalktığı operasyonlardan haberi olmayan, devletin nelerle mücadele ettiğinden bihaber, sıcacık evinden yaptığı üç beş kuruş yardımla kendini devletten üstün görerek sosyal medyadan ahkam kesen şaklabanların tiyatrosunu reddediyorum!
Bölgede Devletin koordinesinde insan üstü bir gayretle İHH, Yesevi, Ülkü Ocakları, Diyanet Vakfı, Beşir, ANDA gibi onlarca sivil toplum kuruşunun gönüllüsü, sessiz sedasız yara sararken; aristokrasinin ve Beyaz Türklerin desteklediği iki şöhreti köpürterek devletin üzerinde görmeye kalkan, kıyamet provası gibi bir felakette dahi birliğimizi bozma gayretine girerek acı üzerinden kaotik ortam yaratma peşinde olanlarla, siyasi rant bekleyenlerle aynı ülkede yaşamayı reddediyorum!
Bir yandan yurttaşlarımızın bu kaotik ortamdan çıkması adına her türlü imkanı oluşturmaya çalışan, diğer yandan ulusal güvenliği tehdit eden unsurların hesabını bozan, yetmiyormuş gibi yağmacı hırsızların aç gözlülüğüyle mücadele eden devletin unsurlarını, günlerdir kendi canını hiçe sayarak mücadele eden kamu personelinin emeğini yok sayarak devletin gücünü sorgulamaya kalkan zihniyeti reddediyorum!
AFAD ve Kızılay üzerinden Devleti aciz gösterme adına kirli propaganda yaparak, üç beş sivil toplum kuruluşunu Devletin üzerinde gösterme hadsizliğine giren müstemlekelerin ve küresel güçlerin 5. kol faaliyetine, bilinçli ya da bilinçsiz hizmet eden sözüm ona muhaliflerin; matematiksel olarak 14 milyon insana eş zamanlı çadır, gıda ve sağlık hizmetini vermenin dünyanın hiçbir ülkesinde mümkün olmadığını bilmesine rağmen, “Nerede Bu Devlet” sloganıyla devletimi aciz gösterme operasyonunu reddediyorum.
Gittim, gezdim, gördüm…
Devlet milletiyle birlikte, bütün unsurlarıyla sahada.
Devlet kendi unsurları ayakta birkaç saatlik uykuyla ya da arabada uyurken, vatandaş çadırda da olsa rahat uyusun derdinde.
Devlet kendi unsurları yemek yemeyi unutup üç beş krakerle öğün geçirirken aşevlerinde herkesin karnı doysun derdinde.
Devlet çocuklarımızın travmaları atlatıp, güvenli alanlarda gülümsemesinin derdinde.
Devlet bir yandan terör örgütlerinin oyununu bozarken, yağmacılardan, sorumlu müteahhitlerin yakalanmasına kadar vatandaşın güvenliği derdinde.
Bakmayın üç beş kendinin bilmeze, Devlet olması gereken zamanda, olması gereken yerde milletiyle elle ele!
İnanmıyorsanız bakın aynı depremle sarsılan Suriye’ye. Bir Devlete sahip olmanın ayrıcalığını daha iyi anlarsınız diyeceğimde, idrak enfeksiyonunun tıbben çözümü hala yok işte!
KONGRENİN KAYBEDENİ AHMET ÖNAL
Son Makaleyi Oku