Toplumsal kabulün karşısında, ata erkil diye empoze edilmesine rağmen iliklerine kadar ana erkil olan bir coğrafyada kadın olmak…
Kadın olmak zordur memleketimde, Nazım’ın da dizelerinde bahsettiği üzere!
Cinsiyetim elbette benim tercihim değildi. Ama bugüne kadar kamuoyunda ortaya koyduğum ne varsa benim tercihim ve benim yaşam biçimimdi. Fiziki farklılıklarımızı üstünlük olarak zerk etmeye çalışan erkelerin çoğunlukta olduğu bir sosyal çevrede, onurlu bir direnişin, kazanan bir duruşun hikayesiydi aslında dünden bugüne şahit olduklarınız. Siyasetin ve medyanın ikircikli, riyakar arenasında bir kadın olarak samimiyetin zaferine ulaşmanın bedeline gelince, paha biçilemez diyebilirim sadece.
Paha biçilemez diyorum, zira insana ait bütün güzel hasletlerin dört harfle ifade edebildiğimiz ve maalesef sadece erkeklere atfedilen “adam” sıfatını söke söke almaktan daha kıymetli ne olabilir? Aylardır yaşadığım ve şahit olduğum sürecinin bana öğrettiği en belirgin kavram sanırım “her erkek adam değildir, bazı kadınlar erkelerden daha adam olabilir”
Kurduğu her cümlede adamlıktan, delikanlılık ve dürüstlükten dem vuranlara gelince artık gülüp geçiyorum sadece. Eylem ve söylem çelişince o adamlık elbisesi bol geliyor bu diline adamlığı pelesenk edenlere. Ve düşüveriyor hiç ummadıkları bir yerde. Kısacası adamlık öyle bir urba ki; dili ne söylerse söylesin, niyeti kirli, vefasız, çapsız ve karakteri zayıf olanın oturmuyor bedenine.
Bütün bunları anlattım çünkü yine sohbet ettiğiniz zaman kendisini dünyanın en dürüst, en ilkeli, en delikanlı olarak anlatanların memleketime verdiği zarar sızlattığı yüreğimi. Kim bilir belki de önceki dönem Yahşihan’da seyrettiğimiz bir filmin fragmanı niteliğinde Çerikli’de daha bir iki aylık Belediye Başkanın sergilediği performans. İşe gelmeden maaş alan bankamatik memurlarına öfkesi dinmiş olacak ki Milletvekilinin talebine direnememiş. O her fırsatta gerine gerine bahsettiği ilkelerinden taviz vermiş. Taviz tavizi doğurur derler, artık o jeneratörü de isteyen Belediye Meclis Üyesine düşünmeden verebilir.
Anladığınız üzere MHP içerisinde bitmek bilmeyen entrika ve riya serisine bir yenisi daha eklendi geçtiğimiz günlerde. Merkez İlçe Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Faruk Akbulut’un İl Özel İdarede çalıştığını hepimiz biliyoruz. Çünkü bir önceki genel seçimler öncesi ve akabinde işe gitmediği için defalarca uyarı almış, Ak Parti ve MHP arasında gerginliğe hatta Valilik makamının, İl Özel İdare yönetiminin bile arada kalmasına sebep olmuş, gündeme oturmuştu bu durum siyaset kulisinde.
Yeni gelen Valimiz sağ olsun sorunu kökten çözmüş. Şehrin merkezindeki görevine dahi gitmekte zorlanan MHP Merkez İlçe Başkanının yine MHP’li Çerikli Belediyesine Milletvekili Halil Öztürk’ün ricasıyla izin vermiş. Hatta Vali Bey Halil Öztürk’ün ricasıyla, bir takım yolsuzluk davalarında ismi geçen, Ahmet Sungur tarafından açığa alınan ve Osman Türkyılmaz’ın sır küpü olarak bilinen Cemil Şerbetçioğlu’nun İl Özel İdarede görevlendirilmesine de olur vermiş. Gerçi iktidardan bu talepler geri sekmiş ama kamuoyunun bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Teşebbüsler olası gelecekte bizleri nelerin beklediğinin emaresidir zira.
Faruk Akbulut ve Erkan Çağlar bu yaşananlar ile ilgili açıklama yapar mı bilinmez. Ama bildiğim ve emin olduğum tek şey Halil Öztürk bu iki ismi asla manayı değerinde özümsemeyecek. Çünkü siyaseten kaybettiklerini kazanması için onları idare etmesi ve Genel Merkez nezdinde yanında tutması kafi. Sizler şarjördeki mermi olmaktan ibaretsiniz yani.
Hedef kim mi? Elbette sanırım beşinci kez teşkilat, Murat Abalı ve ekibi!
Hadi “o kadından” uzak durun hepiniz şimdi …
MÂSİVÂ
Son Makaleyi Oku